top of page

Çalışanların Sağlığının Korunması İçin Önlem Almak Çalışanı Tedavi Ettirmekten Daha Ucuzdur

  • Oktay Tan Ve Bilgin Candemir
  • 3 May
  • 6 dakikada okunur

İş sağlığı ve güvenliği denildiğinde hepimizin aklına aynı görüntü geliyor. Şöyle ki; sarı baret, iş ayakkabısı, şirketin hak ve sorumlulukları... Kısacası pek de göz alıcı ve inandırıcı olmayan bir görünüm. Oysa, iş sağlığı ve güvenliği çok daha geniş kapsamlı ve hangi alanda çalışırsanız çalışın herkesi ilgilendirir.


ree

Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunması, her şirketin temel direğidir. Bu sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda çalışanların sağlığı üzerinde ve bazılarını şaşırtacak şekilde bir firmanın mali sağlığı üzerinde de doğrudan bir etkiye sahiptir. Çalışanların sağlığı söz konusu olduğunda, önlem almak tedavi etmekten çok daha iyidir. Çünkü, birçok hastalık ve yaralanma önlenebilir ve daha erken teşhis edilirse çok daha iyi yönetilebilir. Bu yazımızda mesleki risk önleme planının olmamasının mali sonuçlarını ve akıllı bir ekonomik yaklaşımın hem işletmenizi hem de çalışanlarınızı nasıl koruyabileceğini inceleyeceğiz.

Ülkemizde yılladır söylenen dilimizde pelesenk haline gelen "Önlem almak ödemekten daha ucuzdur" deyimini kısaca anlatalım. Örneğin küçük bir işletmeyi yönetmek kolay bir iş değildir. İster bir tamirhane işletin, ister bir inşaat şantiyesini yönetin, isterseniz de küçük bir işletmeye sahip olun, her zaman halledilmesi gereken çok şey vardır.

  1. Bunlar sırasıyla çalışanları yönetmek, müşterileri mutlu etmek ve her şeyin sorunsuz bir şekilde yürümesini sağlamak. Ancak, sıklıkla gözden kaçan bir durum da çalışanların sağlığıdır ve bu düşündüğünüzden daha pahalıya mal olabilir. Bu popüler söz yani "Önlem almak ödemekten daha ucuzdur" sözü, bir sorun veya zor bir durumla karşılaşmamak için önceden harekete geçmenin, daha sonra onunla karşılaşıp çözmeye çalışmaktan daha iyi olduğunu ifade eder. Başka bir deyişle, sorunlar ortaya çıktıktan sonra onlarla uğraşmaktansa, ortaya çıkmadan önce önleyici tedbirler almak daha kolay ve etkilidir.

  2. Hayatımızın pek çok alanında bu özdeyiş özellikle önem taşır. Örneğin, sağlıksız davranışlardan kaynaklanan hastalıkları daha sonra tedavi etmek zorunda kalmaktansa, sağlıklı ve önleyici bir yaşam tarzını benimseyerek çalışanların sağlığını korumak çoğu zaman daha kolaydır. Benzer şekilde güvenlik alanında da kaza meydana geldikten sonra sonuçlarıyla uğraşmak yerine, kazaları önlemeye yönelik tedbirler almak genellikle daha ve ucuzdur. Örneğin, inşaat sahaları, çok sayıda alet ve makinenin sürekli gözetime ihtiyaç duyduğu ve küçük hataların yaşamı tehdit edici sonuçlar doğurma olasılığının her zaman mevcut olan tehlikeli çalışma yerleridir. Böyle bir yerde yani şantiyede çalışan bir kalıpçının ayağına en hafif tehlikelerden biri olan çivi batarsa ilk olarak pansuman yapılır. Yani yara çevresini temizleyerek yaralı bölgenin enfeksiyon kapması önlenir. Pansuman yöntemleri arasında yara temizliği, yara bandajları, sargı bezleri, yara merhemleri gibi yöntemler yer alır. Daha sonra antibiyotik tedavisi, ağrı kesiciler ve doku ayrılması veya bozulması varsa dikiş atılması gerekir.

  3. Özellikle şantiyelerde çivi paslıdır, mutlaka doktora gidilmelidir. Nedeni, paslı çivilerin tetanosa neden olma riski yüksektir. Gerçi, paslı olsun olmasın, üzerindeki bakterilerle cilde nüfuz eden ve bakterilerin vücuda girmesini sağlayacak bir tünel oluşturan herhangi bir nesne tetanoza yol açabilir. Bu bakımdan, profesyonel bir müdahale ve tetanoz aşısı gerekir. Sonuçta kalıpçının ayağına çivi batması nedeniyle sağlık kuruluşunda muayene ücreti, pansuman ücreti, ilaç ücretleri ve enjeksiyon (iğne) yapılması ücreti ve en az bir günlük iş kaybı ücreti olarak toplam 7.250 TL ödenmek zorunda kalınır. Oysa, kalıpçılar, kalıpları gelişi güzel atmayıp düzenli ve ayak altında olunmayan bir yerde istif etseler hiçbir çalışanın ayağına çivi batmaz dolayısıyla ne işçinin canı yanar ne de iş günü kaybı ve tedavi parası ödenir.

Sonuç olarak bu söz, bize öngörünün ve plânlamanın önemini hatırlatır. Sorunları önlemek için proaktif davranarak, zaman ve parasal kaynak açısından zor ve çoğu zaman maliyetli durumların önüne geçebilir.

Çalışanların sağlığı yalnızca işyerindeki fiziksel riskleri değil, daha geniş anlamda refahı da kapsar. Birisi hasta olduğunu söylediğinde, işverenin işi finansal bir darbe alır. Birden fazla çalışan aynı anda hastalanırsa, tüm programınız altüst olabilir.

Peki çalışanlar işe kötü hissederek geldiklerinde? Bu daha iyi değil. Baş ağrısı, sırt ağrısı veya stres odaklanmayı zorlaştırır, hatalara ve daha düşük üretkenliğe yol açar. Çalışanlar sağlıklı olduğunda daha verimli ve üretken çalışabilirler. Bu da sonuçta tüm firmanın yararına olur.

İşyerinde önlem almak, sağlık ve güvenlik açısından sadece zorunluluk değildir. Bu aynı zamanda yeni çözümler, yeni çalışma biçimleri, sorunlara yeni yaklaşım biçimleri, işinde daha iyi, daha dinamik, daha canlı, daha üretken bir ekiple performansın artması anlamına gelir.

Önlem almak tedaviden daha iyi ve maliyeti de daha azdır. Çünkü önleme, paradan tasarruf etmek ve dolayısıyla sosyal güvenlik sistemini korumak anlamına gelir.

Sonuçta çalışanlar sağlıksız olduklarında, işlerinde en iyi performansı gösteremezler. Onların fiziksel, ruhsal ve maddi sorunları işverene pahalıya mal olur.

O halde “Çalışanların sağlığını korumak için önlem almak, çalışanı tedavi ettirmekten daha ucuzdur.” sözü oldukça doğru ve çalışanların sağlığı açısından önemli bir gerçeği yansıtır. Bu anlayış, iş sağlığı ve güvenliği alanının temel prensiplerinden biridir. Önleyici yaklaşımlar hem maliyet açısından daha avantajlıdır hem de çalışan memnuniyetini ve verimliliği artırır. İşte nedenleri:

  • Tedavi maliyetleri yüksektir: Hastane, ilaç, iş gücü kaybı gibi maliyetler uzun vadede çok daha fazla olabilir. Özellikle hastanın uzun süreli tedavi gerektiren ciddi bir yaralanması veya mesleki hastalığı varsa, bu masraflar çok yüksek olabilir.

  • İş gücü kaybı olur: Bir çalışanın iş yerinde hastalanması ya da yaralanması, firmanın verimliliğini çeşitli şekillerde etkiler. Sağlığı bozulan çalışan işe devam edemez, bu da üretkenlikte düşüşe yol açar. Ayrıca, diğer çalışanlar üzerindeki psikolojik etki, ekip moralini ve verimliliğini etkileyebilir. Çalışanlar güvenlikleri konusunda endişe duyabilir ve bunun sonucunda işlerine daha az ilgi gösterebilir veya daha dikkatli davranabilirler; bu da üretkenliği daha da olumsuz etkileyebilir.

  • Moral ve motivasyon bozulur: İş yerinde sağlık sorunları arttıkça çalışan memnuniyeti ve motivasyonu azalır.

  • Yasal yaptırımlar olabilir: İşyerindeki risk önlemeye ilişkin kanun ve yönetmeliklerine uyulmaması yasal yaptırımlara ve idari para cezalarına yol açabilir. Bu, ek maliyetler önemli boyutlara ulaşabilir ve firmanın mali yapısını daha da etkileyebilir. Çalışma otoriteleri, iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliklerine uyumu doğrulamak için teftişler yapabilir ve herhangi bir uyumsuzluk parasal cezalara yol açabilir.

  • Firmanın itibarı zarar görür: İşyerindeki kazalar bir firmanın itibarına zarar verebilir ve bu da firmanın karlılığı üzerinde uzun vadeli etkilere neden olabilir. Çalışanlarını yeterince korumayan bir firmaya karşı müşteriler ve iş ortakları güvenini kaybedebilir. Bu durum sözleşme ve müşteri kaybına yol açarak uzun vadeli geliri olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, sosyal medya ve anında bilginin yaygınlaştığı bir çağda, iş kazalarına ilişkin haberler hızla yayılabilir ve itibar kaybına yol açabilir.

Bu yüzden koruyucu sağlık hizmetlerine ve güvenli çalışma ortamlarına yatırım yapmak, uzun vadede hem çalışan hem de işveren için çok daha kazançlıdır.

Bu olumsuz ekonomik sonuçların önüne geçebilmek için etkili ve ekonomik bir mesleki risk önleme planının uygulanması zorunludur. İşte bunu geliştirmek için bazı temel kurallar:

  • Risk değerlendirmesi

    İşyerinizdeki belirli tehlikeleri belirleyin ve en büyük tehlike alanlarına öncelik verin. Bu, kaynaklarınızı etkili bir şekilde odaklamanıza yardımcı olacaktır. Mesleki tehlikelerin detaylı analizi, gerçekten ihtiyaç duyulan yerlerde önleyici tedbirleri uygulamanıza olanak tanır.

  • Sürekli eğitim ve çalışanlar ile konuşma

    Çalışanlarınızı risklerin farkında olmaları ve bunlardan nasıl kaçınacaklarını bilmeleri için eğitmeye yatırım yapın. Maliyet yüksek olan işe bağlı hastalıkları ve yaralanmaları önlemenin en iyi yolu önlem almaktır. İşyeri güvenliği konusunda düzenli eğitim ve hatırlatmalar sağlamak, çalışanlar ile konuşarak onlardan riskleri öğrenip çalışanların uyanık kalmasını ve riskli durumlarda uygun şekilde tepki vermeye hazır olmasını sağlayabilir.

  • Güvenlik ekipmanlarının kullanımı

    Çalışanlarınıza gerekli güvenlik ekipmanlarını sağlayın ve doğru şekilde kullanmalarını sağlayın. Bu sayede işyerinde işe bağlı hastalık ve yaralanma riskini azalacaktır. Ayrıca, güvenlik ekipmanlarının düzgün çalıştığından emin olmak için düzenli bakım ve denetimler yapılması da önemlidir.

  • Yasal uyumluluk

    6331 sayılı Kanunu’na ve bu kanuna göre çıkarılan yönetmelik hükümlerine uyun. İdari para cezaları almamak için bunlara kesinlikle uyun. Ayrıca, önleme faaliyetlerinizin kayıtlarını düzgün tutmanıza ve kontrol etmenize yardımcı olacak bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi kurmayı düşünün.

  • Sürekli değerlendirme ve iyileştirme

    Mesleki risk önleme planınızın etkinliğini düzenli olarak değerlendirin ve gerektiğinde ayarlamalar yapın. Bu, yaklaşımınızın ekonomik ve verimli kalmasını sağlayacaktır. İyileştirmelerin yapılabileceği alanları belirlemek için işyerindeki işe bağlı hastalıkların ve yaralanmaların periyodik analizlerini yapın.

Çalışanların sağlığını korumak, firmanın finansal istikrarı için akıllıca bir yatırımdır. Mesleki risk önleme plânınızın olmamasının mali sonuçları yıkıcı olabilir. Ancak, proaktif önlemler alarak hem çalışanlarınızı hem de mali durumunuzu koruyabilirsiniz. Uzun vadeli ekonomik faydalar elde etmek için iş sağlığı ve güvenliğine yatırım yapılmalıdır. Bu taktirde, çalışanlarınız size teşekkür edecek ve firmaya daha çok bağlanacaktır. Önlem almak sadece hayat kurtarmakla kalmaz, aynı zamanda iş başarınızı da korur.

Sonuç olarak mesleki risklerin önlenmesine yönelik yatırımların karlı olduğu, ihlallerden kaynaklanan maliyetleri en aza indirdiği, yürürlükteki mevzuata uyumu sağladığı, riskleri azalttığı ve çalışanlar için daha güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı yaratılmasına katkıda bulunduğu söylenebilir. Bu itibarla, bir firma için kısa vadeli maliyet tasarrufu gibi görünen “önlem almama” durumu, kazalar meydana geldiğinde çok daha büyük kayıplara yol açar. Oysa, önceden alınacak düşük maliyetli önlemler hem ekonomik fayda hem de iş yeri güvenliğini sağlar. Bu prensibi göz önünde bulundurarak, kazaları önleme amacıyla sürekli iyileştirme ve plânlama yapmak işletmelerin en akılcı yoludur



 
 
 

Yorumlar


bottom of page